Arama
En son konular
SAHABİ CİNLER
Ptsi Mayıs 10, 2010 11:58 am tarafından MEDYUMKERİM
Cinlerde Sahabîlik
Efendimiz'i (sav) görüp O'nun sohbetinde bulunan kimselerin "Sahabi" kabul edilmesi gibi, O'nu gören her cin de "Sahabi" kabul edilmiş ve aralarında hiç bir fark gözetilmemiştir.
Mü'min olarak Efendimiz'i …
Efendimiz'i (sav) görüp O'nun sohbetinde bulunan kimselerin "Sahabi" kabul edilmesi gibi, O'nu gören her cin de "Sahabi" kabul edilmiş ve aralarında hiç bir fark gözetilmemiştir.
Mü'min olarak Efendimiz'i …
Yorum: 0
CİNLERDEN OLAN DOSTLARIMIZ
Ptsi Mayıs 10, 2010 11:58 am tarafından MEDYUMKERİM
Cinlerden Dostlarımız Var mıdır?
Bilinmelidir ki cinlerin muminleri, insanların müminleri gibi bizim kardeşlerimiz, dünya ve ahiret dostlarımızdır.
Bizler gibi mükellef varlıklar olan cinler kendileri gibi görünmeyen olan, müşterek …
Bilinmelidir ki cinlerin muminleri, insanların müminleri gibi bizim kardeşlerimiz, dünya ve ahiret dostlarımızdır.
Bizler gibi mükellef varlıklar olan cinler kendileri gibi görünmeyen olan, müşterek …
Yorum: 0
CİNLERLE EVLENMENİN ASLI NEDİR
Ptsi Mayıs 10, 2010 11:57 am tarafından MEDYUMKERİM
Cinlerle Evlenmenin Aslı Var mı?
Toplumda, insanlar arasında tereddüte ve yanılmaya sebep diğer bir hususta cinlerle evliliktir. İtikadî olarak ne Kur'an-ı Kerim'de, ne Hadîs-i şeriflerde bize böyle bir evlilik rivayet edilmemektedir. …
Toplumda, insanlar arasında tereddüte ve yanılmaya sebep diğer bir hususta cinlerle evliliktir. İtikadî olarak ne Kur'an-ı Kerim'de, ne Hadîs-i şeriflerde bize böyle bir evlilik rivayet edilmemektedir. …
Yorum: 0
Sosyal yer imi
Sosyal bookmarking sitesinde KARANLIKLAR ALEMİ adresi saklayın ve paylaşın
Sosyal bookmarking sitesinde KARANLIKLAR ALEMİ adresi saklayın ve paylaşın
Kimler hatta?
Toplam 2 kullanıcı online :: 0 Kayıtlı, 0 Gizli ve 2 Misafir Yok
Sitede bugüne kadar en çok 140 kişi Salı Ağus. 08, 2017 1:15 pm tarihinde online oldu.
Kasım 2024
Ptsi | Salı | Çarş. | Perş. | Cuma | C.tesi | Paz |
---|---|---|---|---|---|---|
1 | 2 | 3 | ||||
4 | 5 | 6 | 7 | 8 | 9 | 10 |
11 | 12 | 13 | 14 | 15 | 16 | 17 |
18 | 19 | 20 | 21 | 22 | 23 | 24 |
25 | 26 | 27 | 28 | 29 | 30 |
BEDDUA NEDİR
1 sayfadaki 1 sayfası
BEDDUA NEDİR
BEDDUA
Bir sebepten dolayı herhangi bir kimse hakkında kötümser istek ve temennîde bulunmak, hayır duanın zıddı.
Farsça fena, çirkin, kötü, yaramaz anlamına olan "bed" kelimesiyle, Arapça "duâ" kelimelerinden meydana gelmiş bir terkiptir. İnsanın, kendisi veya başkaları aleyhinde "Allah kahretsin, Allah belâsını versin" gibi ifadelerle yaptığı dualara denir.
İslâm, müslümanların kendileri ve diğer müslümanlar aleyhinde beddua etmelerini yasaklamıştır. Peygamber Efendimiz (s.a.s.): "Kendi aleyhinize, evlâtlarınızın ve mallarınızın aleyhine sakın beddua etmeyiniz ki; duaların kabul olacağı bir saate rastlarsınız da bedduanız kabul olmuş olur." (Riyazü's-Sâlihin Tercümesi, III, 82) buyurmuştur. Peygamber Efendimiz (s.a.s.) beddua etmekten kaçınırdı. Kendisinin lânet eden değil, aksine rahmet peygamberi olduğunu söylerdi. Mekke döneminde İslâmî tebliğ etmek üzere Tâif'e gittiğinde, orada kötü bir davranışla karşı karşıya kalmış; dönüşte taş yağmuruna tutulmuş, mübarek ayakları kanlar içerisinde kalmıştı. O sırada Allah tarafından kendisine "onlar aleyhinde yapacağı bedduanın kabul edileceği, dilerse onları helâk edeceği" bildirilmiş, fakat Peygamber Efendimiz "Hayır, belki bunların sulbünden sana ibadet edecek çocuklar doğar, yâ Rabb " demişti. Uhud'da dişini kıran, yüzünü yaralayan düşmanları için: "Allah'ım! Kavmimi hidayete erdir, çünkü onlar yaptıklarını bilmiyorlar" (Tecrîd-i Sarih Tercümesi, IV, 314) diye dua etmiştir. Bütün çalışmalara rağmen İslâmiyeti kabul etmeyen Devs kabilesine beddua etmesi istenince: "Yâ Rabbi! Devs kabilesine hidayet eyle de onları bizim saflarımıza kat" diye dua etmişti. (Tecrîd-i Sarih Tercümesi, VIII, 344)
Bununla beraber, Peygamber Efendimiz (s.a.s.)'in zaman zaman Allah düşmanlarına beddua ettiği de olmuştur. Bi'r-i Mâûne'*de yetmiş İslâm davetçisini şehît eden Kilab kabîlesine Resulullah (s.a.s.) bir ay süre ile beddua ve lânet etmişti. Kâbe'de namaz kılarken kendisiyle alay eden müşriklere de beddua etmiş, Bedir muharebesinde yere serildiklerini gözleriyle görmüştü. (Tecrîd-i Sarih Tercümesi, X; 43-45) Hendek muharebesinde Medine önlerinde toplanan düşmanın perişan olup dağılmaları için dua etmiş, bunun üzerine geceleyin ansızın doğudan kopan fırtına düşmanın altını üstüne çevirmişti. (Tecrîd-i Sarih Tercümesi, VIII, 342-343)
Bütün bunlardan sonra diyebiliriz ki müslüman, günahkâr da olsalar, müslümanlara beddua etmekten sakınmalı, fakat gerektiğinde açıkça din düşmanlığı yapanlara beddua ve lânet etmeyi dini bir görev bilmelidir.
Bir sebepten dolayı herhangi bir kimse hakkında kötümser istek ve temennîde bulunmak, hayır duanın zıddı.
Farsça fena, çirkin, kötü, yaramaz anlamına olan "bed" kelimesiyle, Arapça "duâ" kelimelerinden meydana gelmiş bir terkiptir. İnsanın, kendisi veya başkaları aleyhinde "Allah kahretsin, Allah belâsını versin" gibi ifadelerle yaptığı dualara denir.
İslâm, müslümanların kendileri ve diğer müslümanlar aleyhinde beddua etmelerini yasaklamıştır. Peygamber Efendimiz (s.a.s.): "Kendi aleyhinize, evlâtlarınızın ve mallarınızın aleyhine sakın beddua etmeyiniz ki; duaların kabul olacağı bir saate rastlarsınız da bedduanız kabul olmuş olur." (Riyazü's-Sâlihin Tercümesi, III, 82) buyurmuştur. Peygamber Efendimiz (s.a.s.) beddua etmekten kaçınırdı. Kendisinin lânet eden değil, aksine rahmet peygamberi olduğunu söylerdi. Mekke döneminde İslâmî tebliğ etmek üzere Tâif'e gittiğinde, orada kötü bir davranışla karşı karşıya kalmış; dönüşte taş yağmuruna tutulmuş, mübarek ayakları kanlar içerisinde kalmıştı. O sırada Allah tarafından kendisine "onlar aleyhinde yapacağı bedduanın kabul edileceği, dilerse onları helâk edeceği" bildirilmiş, fakat Peygamber Efendimiz "Hayır, belki bunların sulbünden sana ibadet edecek çocuklar doğar, yâ Rabb " demişti. Uhud'da dişini kıran, yüzünü yaralayan düşmanları için: "Allah'ım! Kavmimi hidayete erdir, çünkü onlar yaptıklarını bilmiyorlar" (Tecrîd-i Sarih Tercümesi, IV, 314) diye dua etmiştir. Bütün çalışmalara rağmen İslâmiyeti kabul etmeyen Devs kabilesine beddua etmesi istenince: "Yâ Rabbi! Devs kabilesine hidayet eyle de onları bizim saflarımıza kat" diye dua etmişti. (Tecrîd-i Sarih Tercümesi, VIII, 344)
Bununla beraber, Peygamber Efendimiz (s.a.s.)'in zaman zaman Allah düşmanlarına beddua ettiği de olmuştur. Bi'r-i Mâûne'*de yetmiş İslâm davetçisini şehît eden Kilab kabîlesine Resulullah (s.a.s.) bir ay süre ile beddua ve lânet etmişti. Kâbe'de namaz kılarken kendisiyle alay eden müşriklere de beddua etmiş, Bedir muharebesinde yere serildiklerini gözleriyle görmüştü. (Tecrîd-i Sarih Tercümesi, X; 43-45) Hendek muharebesinde Medine önlerinde toplanan düşmanın perişan olup dağılmaları için dua etmiş, bunun üzerine geceleyin ansızın doğudan kopan fırtına düşmanın altını üstüne çevirmişti. (Tecrîd-i Sarih Tercümesi, VIII, 342-343)
Bütün bunlardan sonra diyebiliriz ki müslüman, günahkâr da olsalar, müslümanlara beddua etmekten sakınmalı, fakat gerektiğinde açıkça din düşmanlığı yapanlara beddua ve lânet etmeyi dini bir görev bilmelidir.
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Paz Nis. 20, 2014 8:24 pm tarafından prensesaleyna24
» ERİTME ÖLÜM BÜYÜSÜ
Paz Nis. 20, 2014 8:08 pm tarafından prensesaleyna24
» iş yerinde hırsızlık
Perş. Tem. 25, 2013 10:59 pm tarafından LACOSTE_34
» evime hırsız girdi paramı çaldı
Ptsi Mayıs 27, 2013 11:16 pm tarafından hırsız düşmanı
» KADININ CİNSEL İSTEĞİNİ TEK BİR ERKEĞE BAĞLAMAK
C.tesi Kas. 13, 2010 1:58 pm tarafından forza
» ÇEVİR GEL DUASI
Perş. Mayıs 27, 2010 4:35 pm tarafından MEDYUMKERİM
» KARI VE KOCA ARASINI DÜZELTMEK İÇİN
Perş. Mayıs 27, 2010 4:33 pm tarafından MEDYUMKERİM
» KORKUTMA BÜYÜSÜ
Perş. Mayıs 27, 2010 4:28 pm tarafından MEDYUMKERİM
» SEVDİĞİNİZİN SİZE EVLENME TEKLİF ETMESİNİ SAĞLAMAK İÇİN
Perş. Mayıs 27, 2010 4:27 pm tarafından MEDYUMKERİM
» MUTLU BİR İLİŞKİ İÇİN
Perş. Mayıs 27, 2010 4:26 pm tarafından MEDYUMKERİM