KARANLIKLAR ALEMİ
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.
Arama
 
 

Sonuç :
 


Rechercher çıkıntı araştırma

En son konular
» SERBEST BIRAKMA BÜYÜSÜ
HARUT VE MARUT Icon_minitimePaz Nis. 20, 2014 8:24 pm tarafından prensesaleyna24

» ERİTME ÖLÜM BÜYÜSÜ
HARUT VE MARUT Icon_minitimePaz Nis. 20, 2014 8:08 pm tarafından prensesaleyna24

» iş yerinde hırsızlık
HARUT VE MARUT Icon_minitimePerş. Tem. 25, 2013 10:59 pm tarafından LACOSTE_34

» evime hırsız girdi paramı çaldı
HARUT VE MARUT Icon_minitimePtsi Mayıs 27, 2013 11:16 pm tarafından hırsız düşmanı

» KADININ CİNSEL İSTEĞİNİ TEK BİR ERKEĞE BAĞLAMAK
HARUT VE MARUT Icon_minitimeC.tesi Kas. 13, 2010 1:58 pm tarafından forza

» ÇEVİR GEL DUASI
HARUT VE MARUT Icon_minitimePerş. Mayıs 27, 2010 4:35 pm tarafından MEDYUMKERİM

» KARI VE KOCA ARASINI DÜZELTMEK İÇİN
HARUT VE MARUT Icon_minitimePerş. Mayıs 27, 2010 4:33 pm tarafından MEDYUMKERİM

» KORKUTMA BÜYÜSÜ
HARUT VE MARUT Icon_minitimePerş. Mayıs 27, 2010 4:28 pm tarafından MEDYUMKERİM

» SEVDİĞİNİZİN SİZE EVLENME TEKLİF ETMESİNİ SAĞLAMAK İÇİN
HARUT VE MARUT Icon_minitimePerş. Mayıs 27, 2010 4:27 pm tarafından MEDYUMKERİM

» MUTLU BİR İLİŞKİ İÇİN
HARUT VE MARUT Icon_minitimePerş. Mayıs 27, 2010 4:26 pm tarafından MEDYUMKERİM

SAHABİ CİNLER

Ptsi Mayıs 10, 2010 11:58 am tarafından MEDYUMKERİM

Cinlerde Sahabîlik

Efendimiz'i (sav) görüp O'nun sohbetinde bulunan kimselerin "Sahabi" kabul edilmesi gibi, O'nu gören her cin de "Sahabi" kabul edilmiş ve aralarında hiç bir fark gözetilmemiştir.
Mü'min olarak Efendimiz'i …

Yorum: 0

CİNLERDEN OLAN DOSTLARIMIZ

Ptsi Mayıs 10, 2010 11:58 am tarafından MEDYUMKERİM

Cinlerden Dostlarımız Var mıdır?

Bilinmelidir ki cinlerin muminleri, insanların müminleri gibi bizim kardeşlerimiz, dünya ve ahiret dostlarımızdır.

Bizler gibi mükellef varlıklar olan cinler kendileri gibi görünmeyen olan, müşterek …

Yorum: 0

CİNLERLE EVLENMENİN ASLI NEDİR

Ptsi Mayıs 10, 2010 11:57 am tarafından MEDYUMKERİM

Cinlerle Evlenmenin Aslı Var mı?

Toplumda, insanlar arasında tereddüte ve yanılmaya sebep diğer bir hususta cinlerle evliliktir. İtikadî olarak ne Kur'an-ı Kerim'de, ne Hadîs-i şeriflerde bize böyle bir evlilik rivayet edilmemektedir. …

Yorum: 0

Sosyal yer imi

Sosyal yer imi reddit      

Sosyal bookmarking sitesinde KARANLIKLAR ALEMİ adresi saklayın ve paylaşın

Sosyal bookmarking sitesinde KARANLIKLAR ALEMİ adresi saklayın ve paylaşın

Kimler hatta?
Toplam 1 kullanıcı online :: 0 Kayıtlı, 0 Gizli ve 1 Misafir

Yok

[ Bütün listeye bak ]


Sitede bugüne kadar en çok 140 kişi Salı Ağus. 08, 2017 1:15 pm tarihinde online oldu.
Mayıs 2024
PtsiSalıÇarş.Perş.CumaC.tesiPaz
  12345
6789101112
13141516171819
20212223242526
2728293031  

Takvim Takvim

RSS akısı


Yahoo! 
MSN 
AOL 
Netvibes 
Bloglines 



HARUT VE MARUT

Aşağa gitmek

HARUT VE MARUT Empty HARUT VE MARUT

Mesaj  MEDYUMKERİM Paz Mayıs 09, 2010 5:40 am

HÂRUT ve MÂRUT

Kur'ân-ı Kerîm'de Bakara sûresinin yüz ikinci âyetinde adlan zikredilen iki kişi. Kur'ân-ı Kerîm'de ayrıntısıyla tanıtılmadığı için Hârut ile Mârut hakkında kesin ve net bilgilerden yoksunuz. Bu konuda birbirini tutmayan çeşitli rivâyetler ve yorumlar vardır. Ancak Hz. Süleyman döneminde Babil'de yaşayan ve insanlara sihir öğreten iki kişi oldukları konusunda İslâm âlimlerinin çoğunluğu görüş birliğindedir. Hârut ve Mârut'un kimler olduğu konusunda ortaya çıkan ihtilâfın çeşitli nedenleri vardır. Birincisi, bu iki kişinin insan mı, melek mi yoksa şeytan mı olduğu tartışmalı bir yöndür. Bu noktadan dört ayrı görüş ileri sürülmektedir.

Cebrâil ile Mikâildir; iki kabîledir; Cebrâil ve Mikâil dışında iki melektir; iki insandır. Bu konuda ayrıntıya girmeden önce Kur'ân-ı Kerîm'deki sözkonusu âyete bakalım;

Bakara Sûresinin geniş bir bölümünde yahudilerden sözeden âyetler onların ne kadar inatçı bir kavim olduğunu, hak söz karşısında kalplerinin ne derece katılaştığını anlattıktan sonra yüz ikinci âyetinde onların Hz. Süleyman dönemine değiniyor: "... Ve onlar Şeytanların Süleyman'ın mülkü aleyhine uydurdukları şeylerin ardına düştüler. Halbuki Süleyman asla küfretmedi. Sadece şeytanlar küf rettiler. Onlar insanlara sihri ve Babil'deki iki meleğe -Hârut ile Mârut indirilenleri öğretiyorlardı. Bu iki melek ise Biz ancak fitneyiz, sakın küfretme' demedikçe kimseye sihir namına birşey öğretmezlerdi. Onlardan koca ile karısını ayıracak şeyler öğrendiler. Halbuki bunlar, Allah'ın izni olmadıkça o sihirle kimseye zarar verici değillerdi. Onlarsa kendilerine zarar verip fayda vermeyen Şeyleri öğreniyorlardı. Andolsun onlar sihri satın alan kimse için âhirette hiçbir nasip olmayacağını biliyorlardı. Ne fena bir şey karşılığında nefislerini sattılar. Şayet bilmiş olsalardı" (el-Bakara, 2/102).

Konu yahudiler ya da Hz. Süleyman olmamasına rağmen dönemin genel durumu bilinmeden Hârut ve Mârut tam mânâsıyla anlaşılamaz. Hz. Süleyman öyle bir yetkiyle donatılmıştı ki Allah tarafından sadece insanlar değil bütün hayvanlar ve cinleri de egemenliği altına almış ve güçlü bir hükümdarlık elde etmişti. Allah'ın ona verdiği bu üstünlük sebebiyle ona karşı olanlar "Süleyman'ın sihir yaptığını, işlerini sihirle yürüttüğünü" ortaya attılar. Ayrıca toplumda sihirbazlar türedi ve sihir ilimleri gelişti. Sihirbazlar daha önce bilinmeyen şeyleri ortaya çıkardılar ve peygamberlik iddiasında bulundular. Hz. Süleyman'a verilen gücün mucize olduğunu anlamayıp, bunu sihirle açıklayan topluma Allah, sihirle mucizenin aynı şey olmadığını göstermek için kendilerine sihir öğretmek üzere Hârut ve Mârut'u görevlendirdi.

Bu kısa ön açıklamadan sonra Hârut ve Mârut hakkında ortaya atılan görüşleri ele alabiliriz.

Hârut ile Mârut'un kimliği: Âyette onlardan "melekeyn" şeklinde bahsedilmektedir. Kelimenin Arapça telâffuzunu "melekeyn (iki melek)" şeklinde okuyanlara göre Hârut ile Mârut iki melektir. Bazı alimlerin görüşüne uyarak kelime "melikeyn" şeklinde okunursa o takdirde iki padişah veya yetkili iki kişi anlamı çıkar. Âyetin okunuşunda meşhur olan kırâat "melekeyn" şeklindedir; ve onların iki melek olduğu konusundaki görüş daha kızıl etlidir. Kelimeyi "melikeyn" olarak anlayanlar ise kendilerine göre delil getirmektedirler.

Onlara göre sihir, "küfür" olarak tanımlandığına göre meleklerin sihir öğretmesi mümkün değildir. Bir diğer görüşleri de Allah'ın melekleri yeryüzüne insan suretinde indirdiği, buna göre Hârut ile Mârut melek dahi olmuş olsalar onların insan şeklinde yaşayıp sihir öğretmeleri gerekmektedir. Onlarla ilişki içinde olan insanlar da onlara birer melek değil insan olarak yaklaşmaktadırlar. Bu durumda da onların melek olduklarını söylemeye gerek yoktur. Bu iki görüşün ilki, yani onların melek olduğu şu nedenlerden dolayı daha kuvvetli görüştür. Âyetin okunuşunda meşhur kırâat "melekten'dir. Diğer yönden Allah melekleri insan şeklinde indirir. Nitekim Cebrâil (a.s) Peygamberimize Dıhyetü'l-Kelbi (r.a)'ın görünümünde insan şeklinde gelirdi. Sihrin küfür olduğu, bu nedenle de meleklerin sihirle uğraşmayacaklarına gelince, sihirle uğraşan ve bunu kötüye kullanan topluma, kötüye kullanılmayan sihri öğretmek üzere iki melek görevlendirilmiştir. Diğer yönden sihirle insanları yoldan çıkarmaya çalışan sihirbazlara karşı onları korumak için, sihirbazların kendi yöntemleriyle karşı çıkabilsinler diye sihir öğreten iki melek gönderildi. Bunlar varsayımdır, ancak meleklerin sihirle uğraşmalarının küfür olmadığını izah içindir. Çünkü sihrin zararından sakınmak için sihir öğrenmek ve öğretmek küfür değildir.

Hârut ile Mârut sihir öğrenmek için kendilerine gelenlere " Biz ancak bir imtihan vesilesiyiz (fitneyiz). Sakın küfretme" demedikçe hiçbir kimseye sihir öğretmiyorlardı. Bu noktada da iki görüş var. Birincisi, âyeti doğrudan doğruya anlayanlara göre melekler insanlara küfretmemeleri şartıyla sihir öğretiyorlardı. Buna karşı çıkanlar ise, "o iki meleğe indirilen şey sihir değil, şeriat, din ve hayra davettir" demektedir; "Onlar hiç kimseye bunu öğretmiyorlar, aksine en şiddetli biçimde insanları bundan nehyediyorlardı."

Diğer bir nokta da "Onlardan karı ile kocanın arasını ayıracak şeyler öğrendiler" cümlesinin yorumunda farklılıklar vardır.

Bir kısım İslâm alimine göre âyetteki "karı ile kocayı ayıran " şey sihiri öğrenmek ve yapmaktır. Karı kocadan herhangi biri sihire bulaştığı anda kâfir olacağı için nikâh kendiliğinden düşer. Yani buradaki ayrılık hukuki bir durumdur ve dinen zorunludur. Diğer görüşe göre ise bu ayırma, karı koca arasındaki sevgiyi yok edecek türde bir sihir çeşididir. O kişiler sihiri kötü yönde kullanarak toplumda bozgunculuk çıkardılar. Hattâ bunda o derece ileri gittiler ki karı kocayı birbirinden ayıracak yollar geliştirdiler.

Bu konuda daha başka efsane ve İsrailiyyat türünden görüşler de vardır ve tefsir kitaplarına kadar girmiştir. Ancak burada onlara değinmek saf İslâmî düşünceleri bulandırmaktan başka bir işe yaramayacağı için anlamsızdır.

Değişik görüşleri inceledikten sonra kuvvetli olan görüş doğrultusunda konuyu özetlemek gerekirse şunlar söylenebilir. Hârut ve Mârut Hz. Süleyman döneminde Babil'de insan şeklinde ortaya çıkan, insanları "küfür"e düşmemeleri, kötülük için kullanmamaları şartıyla insanlara sihir öğreten, insanların bu yolla imtihan olmalarına vesile olan iki melektir. Sihir ilmini kötülük ve küfür yolunda kullanan fâsık insanlar ve şeytanların aksine Hârut ve Mârut insanlardan onu kötülükte kullanmamaları konusunda söz alıyor, sonra öğretiyorlardı.
MEDYUMKERİM
MEDYUMKERİM
Admin

Mesaj Sayısı : 118
Kayıt tarihi : 08/05/10
Yaş : 46
Nerden : DÜNYADAN

http://cinler.taro.tv

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Sayfa başına dön


 
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz